Mental Gelişim

Konsantrasyon

“Eğer herhangi biri, sokakta silah sıkarken, siz hala tenis oynayabiliyorsanız, bu konsantrasyondur.” — Serena Williams

Konsantrasyon nedir?

Düşünce ve duyguların tamamen bir nesne, oyuncu, aktivite veya herhangi bir şeyin dışarıda bırakılması için bir takım ortamlar üzerine odaklanıldığında ortaya çıkar. Konsantrasyon dinamiktir, yani sürekli olarak bir uyarıcıdan diğerine kayabilir. Etkili bir şekilde konsantre olmak, doğru zamanda doğru şey üzerine odaklanmayı gerektirir.

Konsantrasyon kaybı, kalabalık gürültü ve rakibin alaylı tavırları gibi durumlarda yaşanabilir. İlgili veya ilgisiz olsun, bir çok şey dikkatinizi dağıtabilir. Heyecan, hüsran, kaygı, kendinden şüphe, çatışma ve öfke, kendinizi ne kadar korumaya çalışsanız bile sizi etkisi altına alabilir. Bu nedenle konsantrasyon çalışmaları, teknik antremanlar kadar önemlidir.

 

Konsantrasyon kazanmanın her oyuncu için sabit bir kuralı yoktur. Belirli bireysel farklılıklar olabilir. Eski şampiyonlar Björn Borg ve John McEnroe buna en güzel örneklerden biridir.

Borg, soğukkanlı, toparlayıcı, yoğun ve yalnızdı. Duygularını çok nadir belli ederdi ve sağlam konsantrasyonu ile rakiplerini sindiriyordu. İnatçılığı teniste bir marka olmuştu.

Mc Enroe is tam tersi, çabuk öfkelenen, çılgın ve seyircisi ile etkileşim içinde biriydi. Hiçbir oyuncu daha önce bu kadar duygularını belli etmemişti. McEnroe’nun yeri geldiğinde bu saygısız hareketleri nedeniyle İngiliz basını ona “Yaramaz Çocuk” adını takmıştı. Hayranları da onu hırslı ve heyecanlı bir şekilde destekliyorlardı. Ancak bu kadar dış etkene rağmen, Mc Enroe etkili bir şekilde maça konsantre olabiliyordu. Onun konsantrasyon şekli Borg’dan çok farklıydı. Borg her zaman oyuna odaklı görünürken, Mc Enroe bazen odaklı, bazen de oyunun dışında kalıyordu. Ama bu kesinlikle onun için en uygun tarzdı. Borg ve McEnroe arasındaki bu ayırımdan çıkaracağımız önemli nokta, konsantrasyon tarzlarındaki ve kalabalık ile kurdukları etkileşim yollarındaki bu farklılıklara rağmen, her ikisi de işlerine tam ve bütün olarak odaklanabiliyorlardı.

Bir yanıt yazın